Yazmak ve Var Olmak


Neden yazıyorum? Dünyada bir isim bir kimlik sahibi olmak için. Burada ben de yaşadım diyebilmek için. Ben de vardım demek. Evet doğdum, hissettim, kalbim attı, nefes aldım, bir evim bir ailem oldu, arkadaşlarım oldu, okullara gittim, bir ülkede yaşadım, insanlar tanıdım, şehirler gördüm, umut ettim, hayal kırıklığına uğradım, sevdim, sevildim, bazen sevilmedim, başardım, başaramadım, bazen dünyayı evim gibi gördüm, bazen sürgün yeri gibi. Ama ben var oldum, bir adım oldu, bir benliğim, kimliğim, hayat hikayem, kaderim. Bu benim diyebilmek, gerçek benim, benliğim bu diyebilmek için yazıyorum.  
Bazı insanlar şirketler kurar, büyük işler yapar, kimisi bir aile kurar soyunu sürdürmek için, kimileri ülkeler kurar, yasalar koyar, ya da topraklar şehirler fetheder, kimisi bir kitap bir şiir yazar, altına ismini yazar, kimisi binalar gökdelenler yapar, altına imzasını atar, bir isim koyar, hiçbir şeyi olmayanların bile mezar taşlarına isimlerini ve doğum ölüm tarihlerini yazarlar. Bir isim sahibi olsun diye. Dünyada bir dikili taşı olsun diye. Dikili taşlar. Gelip geçen akıp giden sonsuz zamana karşı katı, sabit, değişmeden kalan bir şey olsun diye. Bir anı kalsın geriye. Antik Yunanlar bu yüzden heykeller yaptı, eski göçebe Türkler bu yüzden güzel mezar taşları ve türbeler yaptı. Geriye bir isim bir anı bırakmak, bir yaşanmışlık bırakmak için. Silinip gitmemek için. Unutulmamak için. Eğer bir öbür dünya varsa (ki var olduğuna inanıyorum, biliyorum) komik olan bu girişimler, yoksa trajik olurdu. Çünkü onlar da bir süre sonra unutulup gidiyor. Gene de insanın içinden, bilinçaltından bir yerden gelen bir arzu bu. Bir şeyler bırakmak geriye. Kendini anlatan. Gerçekten onu yansıtan. Yazıdan güzel ruhun aynası mı olur. İşte onun için yazıyorum.
*    *    *       

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anadolulu Ressamlar ve Çinli Ressamlar

Başlangıçta...

Doğum ve Dünya